Yaşlı Bir Direniş: Bastonla Gazze’nin Topraklarına Sadakat

Yaşlı Bir Direniş: Bastonla Gazze’nin Topraklarına Sadakat

Burası Gazze… Bir zamanlar hayatın ne kadar hareketli ve canlı olduğunu düşündüğüm, sokaklarında gülüşlerin yankılandığı, evlerin sıcak olduğu bu topraklarda, şimdi sadece hüsran var. İsrail’in saldırıları sonrası, zorla terk etmek zorunda kaldım. Savaşın tam ortasında, göç ettik. Bütün o anlar, o kayıplar, yıkımın, zulmün her adımda iz bıraktığı zamanlar… Ama ben buradayım. Yine de geri döndüm. Çünkü bu topraklar benim. Her bir taş, her bir sokak, her bir sokak arası anı hatırlatıyor bana. Kimse beni buradan kovamaz. Bu, sadece bir yer değil, ruhumun bir parçası.

Gerçekten inanabiliyor musunuz? Trump, Gazze’yi zorla almak, oradaki insanları başka yerlere sürmek istiyor. Onun söylediklerini duyduğumda, her şey bir anda soğuk bir boşluğa düştü. Bir an her şeyin sonlanacağını, kaybedeceğimi düşündüm. Ama sonra, içimde bir yerlerden yükselen bir ses, “Hayır!” dedi. Gazze’deki her taş, her anı, her kadim geçmiş, her kırık duvarın içinde bir kimlik var. Sadece bir halkın kimliği değil, insanlığın varoluşuna dair bir şeyler…

Yıkıntılar arasında gezerken, her şeyin kaybolduğunu hissettim. O eski, bildik Gazze yoktu. Çocukların koştuğu sokaklar, pazarlarda seslenen kadınlar, kahvehanelerde sohbet eden yaşlılar, hepsi yoktu. Binalar yerle bir olmuştu. Ama bu yıkım, beni korkutmadı. Evet, her şey silinmişti. Ama insanın dayanma gücü, köklerinden aldığı güçle asla silinmez.

Birçok kişi, “Niye geri döndün?” diye soracak. Neden hala buradayım? Çünkü burası benim toprağım, benim tarihimin bir parçası. Benim memleketim. Ve ben, bu toprakları terk etmeyi reddediyorum. Yıkımın, şiddetin ve zorbalığın her yönüyle karşı karşıya kaldım ama bu direniş, içimde var olmaya devam ediyor. Yaşım ilerledi ama inancım, köklerim olduğu sürece güçlü. Trump ne derse desin, gerekirse bastonumla bile direneceğim. Bir yaşlının direnişi, bedeniyle değil, ruhuyla olur. Onun istediği, Gazze’yi tamamen yok etmekse, bu yıkımın ardından geri dönüp hayatta kalan tek şeyin ruh olduğunu göstereceğim.

Bastonum sadece bir yürüyüş aracı değil. O baston, direnişim için bir simge. Yıkıntıların arasında, yerle bir olmuş bir toplumda yeniden ayakta durmak için tek ihtiyacım olan, inancım ve direncim. Kimse bana bu toprakları terk ettiremez. Kimse Gazze halkını, burada yaşamaktan vazgeçirmeye çalışmasın. Bu topraklar sadece taşlardan ibaret değil, bizim canımızdan, ekmeğimizden, yıllarca verdiğimiz emekten ibaret. Geri dönüp buralarda yürürken, her adımda o geçmişi hissediyorum. Buralar bizimdir.

Trump’ın planları, bu halkı ne kadar yıkarsa yıksın, kaybedilecek hiçbir şey yok. O sadece güç ve korku ile insanları bastırmaya çalışıyor. Ama ne unutuyor biliyor musunuz? Gerçek güç, insanın toprağına, geçmişine ve geleceğine bağlı kalmasında yatar. Bir yaşlıyım ama kalbim hâlâ genç ve umutlu. İşte bu yüzden burada kalacağım. Çünkü bir halkın, bir şehrin direnişi, sadece dışarıdan gelen tehditlere karşı değil, insanın kendi içinde bulduğu direncin ta kendisidir.

Ve ben, bu topraklarda yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Paylaş:
Tolki Solomon
Tolki Solomon
Yazılar: 2

Bir yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir